Son zamanlarda danışanlarım arasında Avrupa’ya gitmek isteyenlerin sayısı bir hayli artmış durumda. Uluslararası şirketlerin Türkiye ayağında çalışanlardan bazıları bunu kariyerlerinin bundan sonraki doğal bir adımı olarak anlatsalar ya da öyle görmek isteseler de bir çoğu Avrupa’yı adeta refaha kavuşma, karamsarlıktan, mutsuzluktan ve güvensizlikten kurtulma, kendilerine (varsa) en çok da çocuklarına daha iyi bir gelecek hazırlama zemini olarak görüyorlar.
Kariyerlerine Avrupa’da devam etmek isteyen bu gençlere ‘yağmurdan kaçarken doluya tutulmamaları’için hazırlık yapmaları anlamında bazı önerilerim oluyor:
Vize ve Çalışma İzni : Avrupa için vize hele hele çalışma izni almak bildiğiniz gibi çok karmaşık, zaman alıcı hatta yıldırıcı bir süreç. Hedeflediğiniz Avrupa ülkesinin vize gereksinimlerini detaylı bir şekilde araştırmanız ve tüm kriterleri karşıladığınızdan emin olmanız gerek. “Bunu şirketim yapar ya da orada çalışacağım şirket yapar…” diye düşünüp boş verdiğinizde ya birkaç adım sonra yerine getiremediğiniz bir şarttan ötürü hayal kırıklığına uğrarsınız ya da zaten uzun olan bu süreçte gereğinden fazla zaman kaybedersiniz.
Yabancı Dil : Yeni bir ülkeye uyum sağlamak için o ülkenin dilini bilmek çok önemli. “İngilizce her yerde geçerli nasıl olsa” diyerek kolaya kaçarsanız hedeflediğiniz ülkede konuşulan dili az da olsa öğrenmiş olan kişilere karşı dezavantajlı duruma düşersiniz. Gitmek istediğiniz ülkenin dilini biliyor olmak sizin oradaki geleceğiniz açısından da önemli. Bu durum orada kalış sürenizi veya şartlarınızı tamamen çalıştığınız firmaya bağlı olmaktan kurtaracaktır.
İş Piyasası ve Rekabet : Avrupa’da iş bulma süreçleri ve farklı işe alım uygulamaları konusunda mutlaka bilgi edinin. İlk adımınız özgeçmişinizi Avrupa standartlarına uygun olarak güncellemek olsun mesela.
Kültürel Uyum : Yeni bir ülkeye taşınmak, farklı bir kültüre, değişik âdetlere ve sosyal normlara uyum sağlamayı gerektirir. Karşılaşabileceğiniz kültürel farklılıkları önceden anlamaya çalışmakla kalmayın, evliyseniz bu farklılıkların ayırdına ailecek varmanızda fayda var. Hem açık görüşlü hem de her türlü fikre daha saygılı olmaya yani çok farklı bir ortama kendinizi ve birlikte gideceğiniz aile fertlerini hazırlayın.
Yaşam Maliyeti :Hedeflediğiniz ülkedeki yaşam maliyeti hakkında bilgi edinin. Orada kazanacağınız gelir (hele Euro’yu veya Sterlin’i TL’ye çevirdiğinizde) size çok yüksek gelebilir. Oysa asıl önemli olan şey bildiğiniz gibi alım gücüdür. Nominal olarak şu anda aldığınız maaştan çok daha fazlasıyla bile yaşamayı arzuladığınız ülkede Türkiye’dekinden daha sıkıntılı bir yaşam sizi bekliyor olabilir.
Sosyalleşme ve Ağ Oluşturma :Hedeflediğiniz ülkeye gitmeden oradaki insanlarla sosyal bir ağ kurmaya çalışın. Bunlar profesyonel ağ etkinlikleri de olabilir, çevrimiçi platformlar aracılığıyla şimdi yabancı gelen ancak oraya gittiğinizde parçası olacağınız topluluklara önceden katılmak da olabilir. Bu, genel anlamda networkünüzün, iş çevrenizin gelişmesine bile daha işe başlamadan katkı sağlayabilir.
Hukuki ve İdari İşlemler : Yeni ülkedeki yasal ve idari işlemlere aşina olmaya çalışın. Her şeyi İK departmanından beklemeyin. Oturma kaydını yaptırma, sağlık sistemi, vergi yükümlülükleri ve diğer gerekli belgeler gibi konuları İK yöneticinizden daha iyi bilmenizde fayda var.
Özet olarak söylemek istediğim şey, yabancı bir ülkeye gitmek mevcut işyerinizin imkanlarından yararlanarak kariyerinizin devamı gibi atılmış bir adım bile olsa, bu durum bazen Türkiye’de şirket veya sektör değiştirmenizden daha risklidir ve daha sevimsiz sonuçlara yola açabilir. O yüzden de detaylı araştırma, planlama ve hazırlık çok önemli. Sadece, ”Yaşasın Avrupa Hayatı” diyerek olayı sadece artık Euro kazanabileceğim, modern bir ülkede yeni bir işe gidiyorum şeklinde görürseniz çok kısa sürede mutsuz olup pişmanlık duyabilirsiniz.
Bu hazırlıklar zaman zaman çok sıkıcı ve zor gelebilir ancak bir Avrupa ülkesinde yaşamayı hayal ederken biraz da şöyle düşünmelisiniz: Gideceğim ülkede vizesiz çalışabilecek, oturum izninde sıkıntı çekmeyecek bir dolu başka Avrupa ülkesi vatandaşı varken yine de beni seçmeleri konusunda (“Bulunmaz bir Hint Kumaşı” olmadığıma göre) karar verici yetkililerin işini az da olsa kolaylaştırmalıyım.