Kendini Başkalarının Yerine Koyabilmek…

Konumuzun ne olduğunu hemen tahmin etmişsinizdir.

Evet… EMPATİ !

Yüksek seviyede bir duygusal zekaya sahip olmanın birkaç ön-şartı var ve onlardan en önemlisi olduğu için empatiye biraz değinmek istiyorum.

Bildiğiniz gibi, en kısa ve öz tanımıyla karşındaki insanı anlama yetisidir empati denen şey.

Kariyerim boyunca insanları anlamakta zorlanan bir dolu iş arkadaşım oldu ve doğrusu ben onlardan pek çekinmedim (hele ki, durumun farkındalarsa zaten sorun yok demekti) fakat asıl çekindiğim veya katlanmakta çok zorlandığım kişiler, karşısındakinin duygusal dünyasında olup bitenlerden haberdar olmadan, merak etmeden, bir gün bile kendilerini karşısındakinin yerine koymadan empatilerinin güçlü olduğunu iddia edenlerdi.

Siz de empati gücüne çok güvenenlerdenseniz eğer, birkaç sorum olacak:

Örneğin nasıl bir dinleyicisiniz? İyi bir dinleyici olmak için can kulağıyla dinlemek yetmez; can gözüyle(!) de dinlemek gerek.

Yani karşınızdaki size derdini anlatırken ara ara telefon veya bilgisayar ekranınıza gelen mesajlara mı bakıyorsunuz? (Ne var canım! Şöyle bir göz ucuyla ve hızlıca bakıyorsunuzdur, eminim!)

Ekibinizden veya aynı seviyeden birinin davranışlarını önceden tahmin etmeye çalışırken de “ben olsaydım böyle davranırdım…” mı diyorsunuz? Yani aslında kendinizi onun yerine koyacağınıza bazen (bazen mi?) onu kendi yerinize mi koymaya çalışıyorsunuz?

Şirketin veya üst yönetimin sizden beklediği hedeflere koşarken (veya ekibinizi koştururken) hedefleri tutturmak önemli diyerek size bağlı çalışanların duygularına ve duygusal beklentilerine dair farkındalığı adeta vakit kaybı olarak mı görüyorsunuz?

Çalışma arkadaşlarınızla, ekibindeki kişilerle duygusal bir bağ kurmayı amatörce veya yanlış mı buluyorsunuz?

Hemen herkesle mesafeli olunca kendinizi daha mı güvenli hissediyorsunuz?

Bu sorular daha da çoğaltılabilir ama uzatmayayım. Şöyle bitireyim:

Siz ancak bu sorulardan bir tanesine bile “evet” diyemiyorsanız ben sizin yüksek empati iddianıza “evet” diyebilirim.

O zaman son soru size: Emin misiniz?

Yazar: Tayfun Öneş